Devlet İnsanını Nasıl Sever?

        
        Merhabalar, çok uzun bir aradan sonra tekrardan yazma isteğiyle bloğuma geri döndüm. Umarım bu sefer hiç ara vermeden devam edebilirim. Bugün benim doğum günümdü ve telefon trafiğinde aklıma takılan bir soruyu dile getirmek istedim. Devlet insanını nasıl sever? Ya da nasıl sevmeli de denilebilir. Öncelikle kendim ve insan üzerinden düşündüm. Biz sevgimizi sevdiklerimize nasıl gösteriyoruz. Aile bireylerinden başlarsak öncelikli hayati ihtiyaçlarını düşünüyoruz sanırım. Yiyecek, barınma ve sağlık gibi. Sonrasında ikincil derecede kalan sevgi saygı gibi duygusal ihtiyaçlar ve diğer dünyevi gereksinimler. Bana göre duygusal ihtiyaçlar herşeyin başında yer alması gerekiyor ama normal insan gözüyle düşünelim. Karnımız tok olunca, sevdiklerimizle korkmadan huzur içinde bir çatı altında bulunmak gibisi yok. Şimdi gel gelelim asıl meseleye. Devlet bize sevdiğini nasıl gösterebilir. Demek ki öncelikle aç açıkta bırakmadan vatandaşının hayatını sürdürmesine yardımcı olmak en temeli. Ama bunun da bir seviyesi var. Acından ölmeyecek kadar bir gelir mi yoksa düzenli beslenecek kadar bir gelir mi. Derme çatma en ufak bir sarsıntıda yerle bir olacak bir çatı mı yoksa içinde huzurla yaşanacak bir yuva mı. Sürekli taban dinamikleriyle oynanan bir eğitim sistemi yoksa her çocuğun ihtyacını karşılayabilen bir eğitim sistemi mi. Gerekli tahlili yaptıramadan ölmene neden olan sağlık sistemi mi yoksa gerçekten kişinin sağlığını düşünen bir sağlık sistemi mi. Bunun gibi devletin sosyal devlet olmasını sağlayan pekçok hizmet var. Tabi hepsinin devletten beklenmesi ne kadar doğru, birey olarak neden biz yapmıyoruz bütün bunları. O da yine kişinin ekonomisiyle ilgili ve kazancını da yine devlet belirliyor. Sonuçta işin ucu devlete dayanıyor. Ortak düşüncenin söylediği gibi "Coğrafya Kaderdir" belki bir yere kadar kabul edilebilir ama o coğrafya da yaşamak, yaşatmak yönetim ile ilgili. Maalesef ki bulunduğu yerde vatandaşlık koşullarının çok kötü duruma düşen insanlar, her şeyini hiçe sayarak daha insani koşulların olduğu topraklara gitmektedir. Umarım siz de insanlarının kıymetini bilen bir ülke topraklarında yaşıyorsunuzdur ve dünyadan göçüp gittiğinizde vaad olunan cennete gittiğinizde yabancılık çekmezsiniz. Mutluluklar. 

Yorum Gönder

0 Yorumlar